İstanbul’da Hava Kirliliği Alarmı

1 Ocak’ta İstanbul’da güneyli rüzgarlar ve yüksek basıncın etkisiyle hava kalitesinde ciddi bir düşüş yaşandı. Şehirde hava kirliliğine yol açan azot oksit yoğunluğu 10 katına, ince partikül madde yoğunluğu ise 5 katına çıkarak kritik seviyelere ulaştı.

İstanbul’da görülen hava kirliliği her geçen gün etkisini artırmaya devam ediyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülkü Alver Şahin, İstanbul’daki hava kirliliği kaynaklarının bölgesel olarak değişkenlik gösterdiğini ancak en temel kaynağın trafik olduğunu, bunun ardından endüstri bölgelerine yakın alanlardaki endüstriyel faaliyetlerin geldiğini söyledi.

İSTANBUL’DA HAVA KİRLİLİĞİNİ ETKİLEYEN PARAMETRELER

İstanbul’da sürekli izleme yapılan 38 ayrı hava kalitesi ölçüm istasyonu bulunduğunu ve bu istasyonlarda hava kirletici parametrelerin anlık olarak izlendiğini aktaran Şahin, bunlar içinde sınır değerlerin çoğu zaman aşıldığı kritik parametreleri azot oksitler, 10 mikron altı partikül madde (PM10) ve 2,5 mikron altı ince partikül madde (PM2.5) olarak sıraladı.

Temelde trafik kaynaklı bir kirletici olan azot oksitlerin özellikle İstanbul’da trafiğin yoğun olduğu alanlarda sınır değerin çok üstüne çıktığını belirten Şahin, diğer kirleticiler hakkında şu bilgileri paylaştı:

“PM10, hem yanma sonucu hem de mekanik şehir aktiviteleri ve toz taşınımı etkisiyle oluşan ve zaman zaman sınır değerlerin aşıldığı bir parametre. PM2.5 ise insan sağlığını olumsuz etkileyen, hava kirliliğine bağlı birçok sağlık sorununun temeli olan bir kirletici. Hem kaynaktan yanma sonucu hem de atmosferik koşullarda gaz parametrelerinin dönüşümüyle meydana geliyor. İstanbul genelinde ortalamada homojen bir konsantrasyon dağılımı gösteriyor fakat Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yıllık sınır değerinin üzerinde ölçülüyor.”