Cumhuriyet dönemi öncesi: Siirt şehrinin tarihi oldukça eskilere dayanmakla beraber, nüfusu bu tarihi büyüklüğü ifade edememektedir. Tarih boyunca çeşitli millet ve ırklardan nüfus barındıran Siirt şehrinin M.S. çoğunlukla İslam dininin etkisinde kaldığı tarihi yapı kalıntılardan anlaşılmaktadır.
İslam tarihinden önce ve sonraki dönemlerde farklı dini inanışları olan Ermeni, Gregoryan, Keldani, Katolik, Süryani, Yakubi ve Yezidi gibi azınlıklar bulunuyordu. Selçuklu ve Osmanlı imparatorluğu döneminde dini bilimleri ve özellikle din felsefesi üzerine eğitim verilmekteydi.Nitekim Siirt’te 19. yüzyıl sonlarında geleneksel eğitim kurumu olan medreseler ağırlıktaydı. 1888 Devlet Salnamesine göre Siirt şehir merkezinde altmış bir (61) öğrenci bulunmaktaydı. Bunun yanında azınlıkların da ilk ve orta dereceli okulları vardı (Kılıççıoğlu, 1992).
Evliya Çelebi de ünlü Seyahatnamesinde, Siirt şehrinin zengin kültür ve farklı etnik gruplarına dikkat çekerek, dört mezhebe ait müftülerin görev yaptığını belirtmiştir (Çelebi, 1666; Çev: Zillioğlu, 1978).1927- 1950 dönemi: Cumhuriyet döneminin inşa edildiği 20. yüzyılın ilk çeyreğinde (1923) il merkezi statüsüne kavuşturulan Siirt şehir merkezinde 1927 nüfus sayımına ikamet eden kişi sayısı 14.566’dır.
Birinci Dünya ve devamındaki Kurtuluş savaşından henüz çıkmış, yıllarca süren savaşların yaralarını sarmaya çalışan Türkiye imkânsızlıklar içinde kıvranmaktaydı. Ekonomik koşulların çok kötü olduğu bu savaş sonrası dönemde, özellikle erkek nüfusun azalması, tarım ve hayvancılığa bağımlı bir toplum olarak yaşamsal koşulları çok daha derinden etkilemiştir. Kent kültürüyle geç tanışan Siirt şehri, 1923’te il merkezi statüsüne kavuşturulmasına rağmen pek gelişme sağlayamamıştır. Bu dönemde şehrin merkezi konumunda olan İnönü, Ulus, Sakarya ve Dumlupınar gibi mahallerde sokaklar oldukça dar ve düzensiz olup imar planından yoksundur.1950’li yıllara doğru Tınaztepe, Batı, Ülkü ve Karakol mahalleri yavaş yavaş gelişme göstermiştir. Sokaklar insanların ancak geçebileceği genişlikte olup; yerel yönetimlerin imar planlarından çok, mülk sahiplerinin imar ve şehir bilgilerini yansıtmaktadır.
Bu dönemde inşa edilmiş mahallelerde cadde özelliği gösteren herhangi bir düzen yoktur.
Siirt şehrindeki eski yapıların hemen tümü bu harç ile inşa edilmiştir. Özellikle yukarıda sayılan mahallelerde iyi korunmuş, yıkılmayan veya harabeye dönen yapıların çoğunda cas’ın kullanıldığı görülmektedir.
1940’lı yıllarda Siirt ilinde (Raman’da) petrolün bulunması ve 1944’te demiryolu ağının Kurtalan’a ulaşmasıyla kapalı ekonomik ve toplumsal yapının çözülmesinde ilk kıpırdanmalar başlamıştır. Bu dönemde karayolu ulaşımın gelişmesi, Siirt’in Anadolu pazarıyla olan ilişkisini güçlendirmiştir. Türkiye’nin dört bir yanına göç veren Siirt şehri, özellikle Batman’da (Iluh) petrol kuyularının işletilmeye başlanmasıyla, Siirt ve çevre yörelerden buraya büyük göç olmuştur. Böylece Siirt merkez nüfusu 1940-1950 yılları arasında azalma eğilimi göstermiştir.1950-1970 dönemi: 1950 ve takip eden dönemde karayolu ve demiryolu ulaşım ağının gelişmesi ve şehirlerdeki çekiciliğin de etkisiyle kırsal kesimden artan göçlerle giderek büyüyen ve gelişen şehirleşme olgusu, tüm Türkiye’de olduğu gibi Siirt’te de etkisini göstermiştir. 1950-1970 yılları arasında Siirt şehir nüfusunun % 100’e yakın artış göstermesi kentsel özelliklerin nüfusun çekiciliği üzerindeki etkisine bir örnektir.1970-1990 dönem: Siirt, Türkiye’de, nüfus artış hızının en yüksek olduğu şehirlerden biridir. 1970 yılındaki nüfus sayımında 29.544 olan şehir nüfusu 1990 sayımında 68.320 kişi olarak belirlenmiştir. Şehir nüfusunun bu süre içinde bu kadar artış göstermesi ekonomik politikalarla ilgilidir. 1960’lı yıllardan sonra Türkiye’de uygulanan planlı ekonomik programların etkisiyle gelişme gösteren Türkiye ekonomisi Siirt şehrinde de etkisini göstermiştir.
Hızlı ve önceki dönemlere göre daha düzenli yapılaşmanın geliştiği, şehir stadyumunun yapıldığı, Sosyal Sigortalar hastanesinin hizmete açıldığı ve en önemlisi Dicle Üniversitesine bağlı Siirt Eğitim Enstitüsünün faaliyete geçtiği bu dönemde yaşam standartlarının artmasıyla şehir, civardaki kırsal nüfus için bir cazibe merkezi olmuştur.Kent kültürü ile kırsal kültürün iç içe girdiği Siirt’te şehirlileşme ile ilgili problemler mevcuttur. Siirt’i dış dünyaya bağlayan ve modern şehrin imar planına göre inşa edilen Kurtalan caddesi ve güzergahı boyunca şehirleşme hızla gelişmektedir. Önceki dönemlere göre çok daha düzenli ve planlı bir gelişme gösteren Bahçelievler, Yenimahalle ve Kooperatif mahalleleri şehrin en modern bölgelerini oluşturmaktadır. Bu alanlardaki kent dokusu modern şehir havası vermektedir. Fakat 1990’lı yıllara doğru bölgenin içinde bulunduğu koşulların yarattığı göç dalgası ile kırsal alanlardan şehir merkezine ciddi nüfus akımı olmuştur.
Çevre köy ve ilçelerden şehir merkezine göçün arttığı bu dönemlerde, şehir atmosferine hazır olmayan veya uyum problemi yaşayan insanlar kent kültürü ve yaşamı üzerinde olumsuz etkiler yapmışlardır. Kırsal alandaki yaşam tarzını olduğu gibi kente taşıyan bu insanlar uyum ve asayiş problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuşlar, kent yaşamına uyum sağlamada güçlük çekmişlerdir. Çoğunlukla şehrin varoşlarına yerleşen bu nüfusun eğitim ve ekonomik sıkıntılardan dolayı şehirdeki yaşama uyum gösteremeyip, kırsal yaşam kültürünü devam ettirdikleri görülmektedir.
1990-2000 dönem: 1990’lı yılların ilk yarısında sosyal sıkıntılardan dolayı Siirt sürekli göç almıştır. 1997 yılı nüfus tespiti verilerine göre şehir nüfusu bulunulan yere göre 107.067, ikametgâh adresine göre ise 104.475 kişi olarak tespit edilmiştir.2000 yılı nüfus sayımlarında ise Siirt şehir nüfusu 98.281 kişidir. 1997 yılı verilerine göre şehir nüfusunun ciddi bir düşüş göstermesinin nedeni, ekonomik sıkıntılar ve işsizliğe bağlı olarak kentin dışa göç vermesidir.
Çocukları Uzak Tutmanız Gereken Yiyecekler
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.