Günümüzde birçok kritere göre önde gelen süpergüç, şüphesiz Amerika Birleşik Devletleri’dir. Ancak, özellikle muhafazakar Amerikalılara sorulduğunda, birçok kişinin endişesi ülkelerinin liderlik pozisyonunu kaybetme eğiliminde olduğu yönündedir. Büyük bir mali kriz, ardından gelen yavaş bir toparlanma, uzun yıllardır artmayan maaşlar ve hızla yükselen Çin gibi 1.3 milyarlık nüfusu olan bir ülkenin sürekli gelişmeleri gibi faktörler düşünüldüğünde, Amerikalıların dünya sahnesindeki konumları konusundaki endişeleri belki de kaçınılmazdır.
Roma İmparatorluğu (~100’ler): Küresel Üretimin %25-30’u!
Roma, günümüz Irak topraklarında başlayan ilk tarım devriminin mirasçısı olarak, kısa sürede küçük bir cumhuriyetten hakim bir küresel imparatorluğa yükseldi. Pön Savaşları ile Antik Kartaca ile olan mücadeleleri Roma’nın süper güç statüsünü pekiştirdi. Bu çatışmalar, Roma’nın Akdeniz’de tam bir hakimiyet kurarak, özellikle Roma şehri ve Mısır gibi ekonomik olarak canlı bölgelerden gelen ticaretin kolayca akmasını sağladı.
Çin’deki Song Hanedanlığı (~1200’ler): Küresel Üretimin %25-30’u!
Çin, tarım devrimini daha geç deneyimlemesine rağmen, MS 1200 civarında dünyanın en görkemli uygarlıklarından birini inşa etti. Ronald A. Edwards gibi ekonomi tarihçileri, Çin’in dünyanın ilk sanayi devrimini yaşayan ülke olduğunu savunarak, nüfus artışıyla birlikte kişi başına ekonomik büyüme yaşadığına dair araştırmalara dayanmaktadır.
Hindistan’daki Babür İmparatorluğu (~1700’ler): Küresel Üretimin %25’i!
Babür İmparatorluğu, Hindistan’da kişi başına düşen üretimde muazzam bir ekonomik güce sahipti. Angus Maddison’a göre, Babür dönemi Hindistan’ında kişi başına düşen üretim, o dönemde İngiltere veya Fransa’daki seviyelerle karşılaştırılabilir düzeydeydi. Ancak, sömürgeleşme ve sanayileşmiş Britanya İmparatorluğu’nun yükselişiyle birlikte Babür İmparatorluğu yavaşça çöktü.
Britanya İmparatorluğu (1870): Küresel Üretimin %21’i!
Sanayi devrimiyle birlikte, Britanya İmparatorluğu teknolojik gelişmelerden ve sömürgelerinden elde ettiği kâr becerisinden kaynaklanan ekonomik gücüyle öne çıktı. İngiltere’nin bu dönemde dünya ekonomisinin %6’sını kontrol ettiği bilinmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri (~1950): Küresel Üretimin %50’si!
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD, dünya ekonomisinin yarısını üretebilen bir süper güç haline geldi. Ancak bu ekonomik hakimiyet, diğer ülkelerin ekonomik toparlanması ve gelişimi nedeniyle zaman içinde azaldı. Ancak, Amerika’nın göreli gücündeki bu azalma, genel tarih boyunca ekonomik devrimlerin ve güç kaymalarının doğal bir sonucudur.
Diyarbakır’ın Kaderine Terk Edilen Tarihi Hanı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.