Siirt gelişmesine göre Kuyunun ateşinin yakılması Büryanın hazırlanması ve kuyuya atılması Kuyunun ağzının harçla kapatılması Büryanın kuyudan çıkarılması, kesilmesi ve servis edilmesi Büryanın ikinci kez ısıtılması için taş fırına atılması İl Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Fuat Özgür Çalapkulu’nun…
Büryanın hazırlanması ve kuyuya atılması
Kuyunun ağzının harçla kapatılması
Büryanın kuyudan çıkarılması, kesilmesi ve servis edilmesi
Büryanın ikinci kez ısıtılması için taş fırına atılması
İl Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Fuat Özgür Çalapkulu’nun konuşması
Büryan ustası Murat Kayaalp’ın konuşması
Büryan ustası Bahattin Erçelik’in konuşması – Siirt ile Bitlis arasında paylaşılamayan tescilli lezzet: Büryan kebabı
Siirt TSO Başkan Vekili Fuat Özgür Çalapkulu:
“Tescil belgesini 2003 yılında aldık. Değerli kardeşlerimiz kızmasınlar büryan Siirt’indir. Bitlisli kardeşlerimizi Siirt’te ağırlayıp, büryan ikram ederek bu kararın kendileri tarafından verilmesini istiyoruz”
Bitlis Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şahin Irgıt:
“Siirt ilçemizdi. İl olduktan sonra büryanı kendilerine özgü yapıyorlar ama büryan Bitlis’in. Büryan kebabı Bitlis’ten Siirt’e gitmiştir”
SİİRT/BİTLİS – Siirt ve Bitlis’te kuyu şeklindeki tandırlarda pişirilen büryan kebabı iki ilde de tescile kavuşmasına rağmen aradaki tatlı rekabet bitmedi.
Geçmişi çok eski yıllara dayanan büryan kebabı, Bitlis’te ve 1892-1919 yılları arasında bu ilin ilçesi olan Siirt’te usta ellerde hazırlanarak yıllarca tüketildi.
Hem Bitlisli ustalar hem de 26 Eylül 1919 yılında 48 sayılı “Heyet-i Umumiye” kararı ile bağımsız sancak haline getirilen, 1923 yılında ise il statüsüne kavuşan Siirt’teki kebap ustaları, bu lezzeti sofralara sunmaya devam etti.
Siirt İl Özel İdaresinin başvurusu üzerine Türk Patent ve Marka Kurumunca 27 Temmuz 2003’te “Siirt büryan kebabı” adıyla coğrafi işaretle tescillenen büryan, Bitlis Ticaret ve Sanayi Odasının yaptığı başvuru ile de 26 Ocak 2021’de tescillendi.
Siirt’te kuzu, Bitlis’te keçi eti ile hazırlanan büryan kebabı iki ilin paylaşılamayan lezzeti olmaya devam ediyor.
Siirt
Gün ağarmadan servis edilmesinden dolayı “uykudan feragat ettiren lezzet” olarak adlandırılan büryan kebabı, Siirt’te yaylada otlayan sütten kesilmiş kuzu eti ile hazırlanıp 3 metre derinliğinde ve 1 metre çapındaki tandırda buharda pişiriliyor.
Siirt’te ustalar Bitlis’te olduğu gibi kendi hazırladığı büryan kebabının lezzetiyle övünüyor.
“Değerli kardeşlerimiz kızmasınlar büryan Siirt’indir”
Siirt Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkan Vekili Fuat Özgür Çalapkulu, AA muhabirine, komşu iki il arasında yıllardır “büryan” rekabeti olduğunu belirtti.
Çalapkulu, “Tescil belgesini 2003 yılında aldık. Türk Patent ve Marka Kurumundan tescil belgesini alarak büryanın Siirt’e ait olduğunu tescillemiş olduk. Değerli kardeşlerimiz kızmasınlar büryan Siirt’indir.” dedi.
Pişirme ve sunuş teknikleri açısından iki ilde ciddi farklılıklar olduğunu vurgulayan Çalapkulu, bunun lezzete de yansıdığını ifade etti.
Çalapkulu, Bitlis’in geçen yıl aldığı tescil belgesinin bu yemeğin oraya ait olduğunu göstermediğini, sadece orada üretildiği anlamına geldiğini savunarak, şunları söyledi:
“Bitlisli kardeşlerimizi Siirt’te ağırlayıp, büryan ikram ederek bu kararın kendileri tarafından verilmesini istiyoruz. Zaman zaman Bitlis’e gidiyor, Bitlisli dostlarımızı da burada ağırlıyoruz. Misafir olduğumuzda bu konu mutlaka gündeme geliyor. Siirt’te ‘Siirt büryanı’ ön plana çıkar orada da oranın büryanı ön plana çıkıyor. Umarım tartışmaya mahal vermeden dost olarak bu tatlı rekabeti devam ettiririz.”
“Bitlisli ustaları Siirt büryanını tatmak üzere kente davet ediyoruz”
Siirt’te 33 yıllık büryan ustası Murat Kayaalp, sütten kesilmiş kuzu eti ile büryan kebabını hazırladıklarını anlatarak, kuyuya bırakılan bakır kazandaki kemikli etin, üstündeki kemiksiz etlerden damlayan yağla, kemiksiz etin ise kemikli etlerin buharıyla piştiğini belirtti.
Kayaalp, “2003 yılında Siirt haklı bulunarak tescil belgesi ilimize verilmiştir. Şu an Siirt’in tescilli yemeği. Nasıl ki Van’ın kahvaltısı, Diyarbakır’ın ciğeri varsa Siirt’in de büryanı var. Ana vatanı burası. Eskiden Siirt Bitlis’in ilçesiydi. Bu nedenle kendilerine mal etmek istiyorlar. Bitlis ile aramızda oluşan tatlı rekabetin haksız rekabete dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Bitlis’teki ustalara selamlarımızı iletiyoruz, işleri rast gitsin. Bitlisli ustaları Siirt büryanını tatmak üzere kente davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Büryan ustası Bahattin Erçelik de 12 yaşından bu yana dededen kalma mesleği sürdürdüğünü dile getirerek, iki il arasında büryanın hazırlanışıyla ilgili farklılıklar bulunduğunu söyledi.
Erçelik, ” Türkiye‘yi gezsinler, 100 büryancı varsa bunun 90’ı bizim usulümüzle yapıyor. Sadece onlar kendi usullerince yapıyor. Milletin tercihi neyse odur.” dedi.
Vatandaşlardan Zeki Eren de Türkiye‘nin büryanı “Siirt’in bir lezzeti” olarak tanıdığını ifade ederek, Bitlislilerle büryan rekabeti sürse de herkesin bu lezzetin Siirt’e ait olduğunu bildiğini savundu.
Bitlis
Bitlis’te tarihi çok eskilere dayanan büryan kebabının, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de Revan Seferi sırasında kente gelen 4. Murat’a ikram edildiği belirtiliyor.
Kentte gece 03.00’te kancalarla 2,5 metre derinliğinde özel yapılmış tandırlara sarkıtılan erkek keçi (hevir) eti, ağzı demir kapakla kapatılarak etrafı çamurla sıvanan tandırda bulunan bakır kazanlarda su buharıyla iki saat pişiriliyor. Büryan kebabı sabahın erken saatlerinde servise hazır hale getiriliyor.
Herhangi bir baharat kullanılmayan büryan, bölge halkının yanı sıra kente gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerden de talep görüyor.
Bitlis TSO Başkanlığının girişimleriyle geçen yıl Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaretle tescillenen büryan kebabı, yemek kültürüyle ön plana çıkan Bitlis’teki lezzetlerin başında geliyor.
Büryan kebabının Bitlis’e ait olduğunu iddia eden ustalar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, büryan kebabına verilen tescili Siirt’ten çok Bitlis’in hak ettiği görüşünde.
“Büryan kebabı Bitlis’ten Siirt’e gitmiştir”
Bitlis Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şahin Irgıt, büryan kebabının Bitlis’e ait olduğunu belirterek, büryan ustalarının kendilerini bu alanda kanıtladığını söyledi.
Irgıt, “Siirt ilçemizdi. İl olduktan sonra büryanı kendilerine özgü yapıyorlar ama büryan Bitlis’in. Bunu kanıtlamışız ve Türkiye biliyor. Büryan kebabı Bitlis’ten Siirt’e gitmiştir. Siirt ilçemiz olduğunda da bu yemek ilimizde pişiyordu.” diye konuştu.
Bitlis ve Siirt büryanı arasında bazı farklılıklar bulunduğunu anlatan Irgıt, Bitlis’te etin tuzlandığını, Siirt’e ise tuzlanmadığını ifade etti.
Irgıt, “Bitlis’e özgü büryanı görmeleri için tüm Türkiye’yi buraya bekliyoruz. Büryan Bitlis’indir, Bitlis’in kalacaktır. Büryanın başkenti Bitlis’tir. Bunda çok iddialıyız. Siirt’e coğrafi işaret verilmesinde büyük bir haksızlık var. Büryanın ana vatanı Bitlis’tir. Siirt kendine mal etmesin.” dedi.
“Büryanın ana vatanının net olarak Bitlis olduğunu söyleyebiliriz”
Restorana dönüştürdüğü tarihi handa ailenin dördüncü kuşağı olarak mesleğini sürdüren büryan ustası İbrahim Baydur, 1900’lü yılların başından bu yana büryan yaptıklarını, her zaman Bitlis ve Siirt arasında büryan dolayısıyla bir tartışma olduğunu söyledi.
Lezzeti, yapılışı, sunumuyla iki ilde hazırlanan büryanın farklı olduğunu anlatan Baydur, Bitlis’te büryanı bir yaşını doldurmamış erkek keçi etinden hazırladıklarını belirtti.
Baydur, şu ifadeleri kullandı:
“Büryanın ana vatanının net olarak Bitlis olduğunu söyleyebiliriz. Bitlis’te yapılmış ve 4. Murat’a ikram edilmiş. Bu konunun tamamen tartışmaya kapanması gerekiyor. İkisi farklı lezzetler. Buraya gelip büryan yiyen çok sayıda Siirtli müşterim var. Siirtliler bile büryanın Bitlis’in olduğunu kabul etmişken iki şehir arasında çekişme olacak diye büryan Siirt’indir demeleri çok yanlış. Umarım yakında bu konuya kesin bir çözüm getirilir. Bitlis’te 02.30’da yaktığımız tandıra su dolu iki kazan bırakıyoruz. Daha sonra etleri tandıra sarkıtıyoruz. Etlerimiz 2 saat içinde hazır hale geliyor. Pişen etleri dinlenmesi için çıkartıyoruz. Isıtma işlemini su buharıyla yapmaktayız.”
Baydur, sabah erken başlayan büryan servisinin saat 14.00’ten itibaren sona erdiğini sözlerine ekledi.
Sedat Peker’i tehdit edip sokak ortasında başından vurulmuştu! Cenk Çelik, 16 gün sonra hayatını kaybetti